
Üniversite sınavının yılda birden fazla
yapılması için Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) çalışma yaptığını
açıklayan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, üniversite sınavında çıkacak
açık uçlu soruların ise önümüzdeki yıllarda yaygınlaştırılacağını
belirtti. Bakan Yılmaz’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
ÖĞRETMENLER RAHAT OLSUN ROTASYON YOK:
Normal olanı öğretmenlerimizin farklı bölgelerde görev yapmasıdır ancak
rotasyon şu anda söz konusu değil. Öğretmenlerimiz rahat olsun.
GÖRÜŞLERİN ÇOĞU ÖĞRETMENLERDEN
Müfredatta Atatürk ve İnönü’den
bahsediliyor. Tüm bu söylenenler önleyici propaganda. Biz bunları
söyleyelim ki bunları yapmasınlar deniyor. Bu sadece önleyici
propaganda. Yüzlerce teori var. Hepsini vermek durumunda değiliz.
Üniversitede lisans düzeyinde evrim konusu işleniyor. Onunla ilgili bir
şey yok. Müfredatta da zamanın ruhunu yakalamak lazım. Yeni müfredatta
her öğrenilen şey hayata etki etmesi lazım, faydalı olması lazım.
Öğrencilerin günlük hayatta faydalanabilmesi lazım. Lüzumsuz bilgilerden
arındırmak gerekiyor. Önceliklerimizden biri öğrenmeyi öğretmek.
Çocuklara merak duymayı, soru sormayı, analitik düşünceyi öğretirsek
istediği bilgileri gider öğrenir. Şu ana kadar 165 bin 326 görüş geldi.
Bunların çoğunluğu öğretmenlerden. Söylenmeyin söyleyin diyoruz. 10
Şubat’a kadar devam edecek. Bize aktarılanlar tecrübenin ürünü. Şu anki
müfredattan daha iyi müfredat oluşturacağız. Sağlık Bakanlığı obezite
büyük sorun diyor. Öyle bir müfredat yapalım ki öğrencilerimiz sağlıklı
yaşamı bilsinler. Resmi, müziği, sporu öğretmek lazım. Ebru, hat sanatı
bilmesi gerekir ki becerileri gelişsin. İleride hayatta başarılı
olabilsin. Demokrasi, ilk yardım bunlardan birisi. Her bir kişi farklı
öneri sunuyor. Ama bir dersi kaldırdığınızda binlerce öğretmeni norm
fazlası durumuna düşüyorsunuz. Bir dersi arttığında ilave öğretmen
ihtiyacı doğuyor.
GEÇMİŞTEN DAHA İYİ BİR MÜFREDAT
Din
kültürü ve ahlak dersi için mevcut durumda bir vatandaşımız
Türkiye’deki çoğunluk mezhebi yansıttığı, çocuğunun aileden aldığı dini
bilgiyle okulda arasındaki farklar olduğu şeklinde AİHM’ başvurdu. AİHM
bir karar verdi. Çoğunluk halkın inancına verilmesi makul ancak diğer
insanların inancına ilişkin bilgileri verilmesi lazım. Biz din
eğitiminin hiç olmadığı dönemlerden geçtik. 40’lı yıllarda CHP zamanında
tekrar kondu çünkü hiç olmadığının sakıncaları görüldü. Seçmeli ders
olarak da okutuldu. Ama seçenler ve seçmeyenler arasında psikolojik
baskı oluşturdu. Dini ihmal ederek bir yere varılamaz. Sağlıklı din
anlayışının evlatlarımıza verilmesi lazım. Farklılıkların zenginlik
olduğunun evlatlarımıza verilmesi lazım. Dış İşleri Bakanlığı, Adalet
Bakanlığı Diyanet İşleri, Alevi kanaat önderleri ve Bakanlığımızın
oluşturduğu çalışma grubunun raporu var. Geçmişten daha iyi bir
müfredatla halkımızın önüne çıkaracağız.
BİRDEN FAZLA SINAV İÇİN ÇALIŞILIYOR
Üniversite
sınavlarının yılda birden fazla yapılması hükümet programında. Öğrenci
hasta olduğunda, bir sıkıntıya düştüğünde bir yıl kaybediyordu. Esas
yetki YÖK’te. YÖK belirleyecek. YÖK ile görüşüyoruz. Zamanı gelince
onlar kamuoyuna açıklayacak. Medya okuryazarlığı dersi mutlaka
verilmeli. Bir otobüste hatta mecliste bakıyorsunuz herkesin elinde cep
telefonu var. Bağımlılık yapması doğru değil. Bunun için eğitim
gerekiyor.
AÇIK UÇLU SORULAR YAYGINLAŞACAK
Evlatlarımızın
her biri açık uçlu soruya geçilmesini istemiyor. Çocuklara soruyorum
tatil ister misiniz? Evet diyorlar. Her talep doğru değil. Biz istiyoruz
ki öğrenci analitik düşünsün, farklı düşünce ortaya koyabilsin. Doğru
olan klasik, açık uçlu sorular. İnsanlar farklı cümleler kuruyor, farklı
bakış açıları geliştirebiliyor. Diğer derslere de yaygınlaştırmayı
düşünüyoruz. Öğrencilerin gerçeğe dayanmayan kaygılarını da dikkate
almalıyız. Tedirgin etmeden elimizden geleni yapacağız. Açık uçlu
sorular önemli bir dönüm noktası olacak. Önümüzdeki yıllarda bunu
yaygınlaştıracağız.
2019’A KADAR BU ÜÇ HUSUSU HAYATA GEÇİRECEĞİZ
19’uncu
MEB Şurası’nda alınan kararlardan biri ilkokulda tekli, okul öncesi
eğitiminde tekli eğitime geçilmesi. Üç değişikliği önümüzdeki dönemde
ulaşılması gereken hedefler arasına koyduk. Mutlaka tekli eğitime geçme,
ikincisi okul öncesini zorunlu eğitim kapsamına alacağız. Üçüncüsü de
evlatlarımız bir yabancı dil öğretebilmek lazım. İstiyoruz ki iyi bir
yabancı dil bilsin. Hem ülkede hem yurtdışına çıktığında kullanabilsin.
İnsanımızı yetiştirirken hem milli hem evrensel yapmak istiyoruz.
Evrenseli yakalamak için mutlaka yabancı dil bilmesi gerekiyor.
İlkokulda sınırlı olarak yabancı dil var. Çünkü önce kendi anadilini
bilsin, temelleri oturttuktan sonra öğrensin. Lisede bunun verilmesi geç
olabileceği için ilkokul 5’te sınıfı yabancı dil ağırlıklı olacak. Hem
derslik hem öğretmen konusunda arkadaşlar çalışma yapıyor. Pilot
illerden başlamak üzere önümüzdeki yıl bunu uygulayacağız. 2019’a kadar
bu üç hususu hayata geçireceğiz.
Yorum Gönderme